10 Kasım 2014 Pazartesi

Yorucu Bir Gün... -08 Kasım 2014 Cumartesi-


Canım ablammmm.
Sana bu kadar güzel bir pasta alamadım.
Ama yine de sevdiğin aromalı bir pasta alabildim. :))
Rabbim sana sağlık, huzur, mutluluk, başarı kapılarını hep ardına kadar açsın inşallah.
Sevdiklerinle mutlu ve hayırlı bir ömrün olsun inşallah.
İyi ki varsın canım ablammm.
O güzel yüzün hep gülsün.
Çok seviliyorsun çoooook.
:))

Temsili

Biliyorum.
Cuma gecesi ben de seninle gelirim dedim.
Sabah beni uyandırmak için geldiğinde uyanıktım.
Ama seninle gelseydim ne pastanı alabilirdim ne de hediyeni.
Bu yüzden özür diliyorum canım ablam.
Hediye alırken her şey güzeldi.
Fakat iş pastaya gelince tüm renkler değişti.
Pastanı aldıktan sonra o yokuşu çıkmak ölüm gibiydi.
Göğüs kafesim acıdı resmen.
Bir de yarım saate geliyoruz.
Hazırlan deyince, adımlarım ister istemez hızlanmak zorunda kaldı.
Astım ilacım yanımda olaydı iyiydi.
Yanaklarımın kırmızılığını bile kapatamamıştı fondöten. :))
Ama mutluydum.
Hiç şikayetim olmadı bu durumdan.
Seni mutlu görmek en güzel duygu benim için.
5 kat yukarı çıkıp, eşyaları bırakıp, tekrar aşağı inmek...
Sen düşün artık halimi...
Ve geldiniz babamla.
Kekimizi yiyip, suyumuzu da içtiğimize göre istikamet Viaportttt...



İlk defa gidiyorum Viaport'a.
Ablamın ve babamın daha önce gitmişliği var.
Ama bizi sollayan babam.
Hep tek başına gider.
Her seferinde de ablamdan 'Bana neden haber vermedin? Ben de gelirdim.' cümlelerini duyar...
Ve sonrasında 'Beni de götür hafta sonu' yla biten bir tabloyla sonuçlanır durum.
Babam da pek hazır cevaptır her zaman.
'Minibüs kapıdan geçiyor, binin gidin' deyip konuyu kapatmaya çalışır.
Ama dayanamaz..
Hafta sonu götürür ablamı sağ olsun....
...
Yorgunum ama olsun.
Ablam kolumda geziyoruz küçük bir semti anımsatan Viaport caddelerinde.
Kütahya porselenin outlet mağazasını görüp de girmemek olmaz.
Dalıyoruz mağazaya.
Yukarıda görmüş olduğunuz servis tabağı çarpıyor gözüme.
Biraz inceledikten sonra bırakıyorum yerine.
Ama aklım onda.
Mağazayı tamamen gezdikten sonra almaya karar veriyorum kendisini.
Eğer almasaydım aklım çok fena kalacaktı.
Ve tekrar gidip almak isteyecektim.
15 Tl ye aldım güzel tabağımı.
30 Tl'den düşmüş.
Bu gün de kahvaltı yaptım kendisiyle.
Çok sevdim kendisini çoook.
Sonrasındaaaa
....



Evin ihtiyaçları için markete uğradık.
Bu gördüğünüz anahtarlığı çok sevdim
Yeşili ve moru vardı.
Karar veremedim.
Babama sordum.
Moru daha güzel deyince bunu almaya karar verdim.
Zaten ilk elime aldığım, gözüme çarpan mor renkli olandı.
İlk satış fiyatı 7 Tl'ymiş.
Ama 3 Tl'ye indirmişler.
Almamak olmazdı.
Bu cici hayvanın adı Mort.
Madagaskar penguenleri adlı çizgi filminin en sevdiğim karakteri.
Çok saf ve bir o kadar da şirinlikten yıkılan bir cüce.
Cüce benim kendi yorumum bu arada.
Kendisi küçücük bir şey olduğu için öyle söylemek geliyor içinden. :))
İşte Mort'un çizgi filmdeki görüntüsü.



Çok deli bişi yahu bu.  :))


Siz neler yapıyorsunuz?
Anlatsanıza biraz...
:))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder